Dinsel İnancın Olmadığı Toplumlar
Dinin doğuşu, insanın tarih sahnesine çıkmasıyla başlar. Tarih boyunca sayısız din benimsemiş olan toplumlar mevcuttur. Din kitlesel bir olgu olduğu için bu süre zarfında dinsel inancın olmadığı toplumlar görmek oldukça zordur. Fakat gelişen dünyada bu durum için aynı şeyi söylemek pek mümkün olmamaktır. Hatta materyalist düşünce sistemini benimseyen toplumlarda dinin tamamen yasaklandığı bile görülmüştür. Günümüz dünyasından örnek verecek olursak Küba Devleti bu sistem ile inançsız toplumlar arasında gösterilebilir.
Din insanlar için bir zorunluluktur. İnanmak insanın fıtratına yerleştirilmiş bir ihtiyaçtır. Bu bağlamda hak din veya batıl dinler inanma ihtiyacının temelini oluşturmaktadır. İslam dini ise kişinin hem fani hayatını hem de ahiret hayatının kurtuluşa ermesine vesile olur.
Din ve Toplum İlişkisi
İnsanlar hayatlarını sürdürebilmeleri için bir arada yaşamak zorunda olan varlıklardır. Bir diğer deyişle toplumsal varlık veya sosyal varlık olarak da tanımlanabilir. Din ise bu toplulukları bir arada tutan, aralarında ki hak ve hukuku belirleyen sistem biçimi olarak görülmektedir. İnsanlar günlük hayatlarını, dini vazifelerini yerine getirerek yaşamaya çalışarak toplumsal düzeni de sağlamış olurlar.
Dinsel inancın olmadığı toplumlar da; sosyal hayat, aile hayatı, arkadaşlık ilişkileri gibi kavramlar önemini yitirmektedir. Bu konuda İslam dinin açıkça emretmiş olduğu akrabalık ilişkileri, aileye karşı olan sorumluluklar ve dostların birbirlerine karşı olan hakları açıkça belirtilmiş ve bu sınırlar dâhilinde kalınmasını tavsiye etmiştir.
Toplumların yozlaşmasını önlemek, bireylere inerek gerçekleşebilir. Özellikle İslam dinin tavsiyesi olan hoşgörülü davranmak her inananın temel görevi olmalıdır. Temelsiz bir binanın ayakta kalması ne kadar zor ise dinsel inancın olmadığı toplumlar da o kadar zor ayakta kalır. Hz. Muhammed bir hadisinde: “Din samimiyettir.” “Kime karşı?” diye sorulunca, “Allah’a, kitabına, Peygamber’ine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün Müslümanlara.” Buyurmaktadır.
Hadisten de anlaşılacağı üzere dinin temelinde samimiyet bulunmaktadır. Samimiyetin olmadığı toplumlar da ise yakın ilişkiler kurulamaz, aile hayatı ilerlemez ve yozlaşma gerçekleşir. Burada dikkat edilmesi gereken husus dinde de ölçülü davranmak gerekir. Her şeyin aşırısı zarardır, tavsiyesi İslam âlimlerin sık sık tekrar ettikleri nasihatler arasındadır.
İslamiyette Dört Büyük Hak Mezhep
Mezhep Farklılıklarından Doğan Dini Çatışmalar
Hac ve Umre
Dünyada En Yaygın Dinler
İslamiyette Demokrasi Kavramı
İlk Halife Kimdir
Hadislerde Geçen Kıyamet Alametleri
Nasıl oruç niyeti edilir? Oruçta niyet ne vakit edilir?