Peygamberler, diğer insanlardan daha üstün özelliklere sahiplerdir. Allah katında onların resul ve nebi olarak seçilmeleri, onları diğer insanlardan ayırmıştır fakat peygamberler, kendilerine peygamberlik görevi gelmeden de çevrelerindeki insanlardan daha üstün ahlaka, doğru yaşayışa sahip olmuşlar, bulundukları ortamda kendilerinin ortamın üst gelen, seçkin kişilikleri olduklarını hissettirmişlerdir. Peygamberleri diğer insanlardan ayıran, onlarda daha üst seviyede gözlenen 5 özellik vardır. Bu özellikler; fetanet, ismet, emanet, sıdk ve tebliğdir.
Peygamberler, resullük ve nebiliğin şanına yaraşmayacak noksanlıklardan ve her türlü halden tenzih edilmiştir. İyi ve yüksek vasıflar onlara ait olmuştur. Peygamberlerin yaşadıkları toplumlar önceki peygamberin dini bilgilerini unutmuş, dinden dönmüş, sapıtmış insanlar idiler. Bu toplumlarda bu kadar üstün vasıflara sahip olan peygamberler her zaman dikkat çekmiştir.
Sıdk, kelime anlamı olarak doğruluk demektir. Doğru söz söylemek, söylediği söze uygun davranışlar sergilemek ve bu doğrular üzerine bir yaşam sürdürmek demektir.
Müslüman kişi doğru söz söyleyen, sözüne sadık olan kişidir. Bilakis bu sıfatı taşımaya mazhar olan peygamberlerimiz her zaman doğru söz söyleyen ve bu doğrularla hayatını yaşayan insanlardı. Hz. Muhammed(s.a.v.) peygamberlik gelmeden önce de kabileler tarafından Sıddıku’l-Emin yani güvenilir, doğruyu söyleyen olarak bilinmekteydi. O’nun yalan söylediğini kimse duymamış, doğruluktan yana olduğuna herkes şahitlik etmişti.
Sıddık Olmak
Allah(c.c.)’ın rızasını kazanmak için doğruyu söylemek ve doğruyu söyleyenden yana olmak gerekir. Zira yalan söylemek, iftira atmak, yalanın karşısında sessiz kalmak münafıkların özelliklerindendir. Hz. Muhammed(s.a.v.) bir hadisinde bir müminin korkak olabileceğini, cimri olabileceğini fakat asla yalan söyleyen biri olmayacağını belirtmiştir. Korkaklık ve cimrilik hiçbir zaman övünülecek özellikler değildir fakat Peygamberimiz bu kötü özelliklerin bile bir müminde olabileceğini fakat yalanın olmayacağını kati suretle belirterek bir Müslümanın her zaman Sıddık olması gerektiği ifade etmiştir. Müminlerde sıdk sıfatına yaraşacak hayatlar sürmelidir.
Hz. Adem(a.s.)’den Hz. Muhammed’e kadar hiçbir peygamber doğruluktan şaşmamıştır. Peygamberler eğer doğruluktan şaşacak kimseler olsalardı, peygamberlik görevi, dini tebliğ etme sorumluluğu onlara verilmezdi. Yalan söyleyen biri asla İslam’ın gayesini gerçekleştiremez. Bizlerin de Allah’a layık bir kul, peygambere layık bir ümmet olması için Sıddık olmak yolunda ilerlemesi ve her daim doğruluktan şaşmayan eylemlerde bulunması gerekir.
İslam’daki Mezhep Anlayışları ve Gelenekleri
Nebi Ne Demektir?
Aile
İslamiyette Dört Büyük Hak Mezhep
İslamiyette Demokrasi Kavramı
İlk Halife Kimdir
Hadislerde Geçen Kıyamet Alametleri
Nasıl oruç niyeti edilir? Oruçta niyet ne vakit edilir?