Kelime-i Şahadet ne demektir? Sorusunun cevabı için şehadet kelimesinin anlamına bakmak yararlı olacaktır. Şehadet kelimesi tanıklık etme manası taşımaktadır. Yani bir duruma ya da bir olaya tanıklık etmekte kullanılır. Kelime-i Şehadet ise Allah’ın varlığına ve birliğine, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) O’nun kulu ve elçisi olduğuna tanıklık etme manasındadır.
Kelime-i Şehadet Getirmenin Önemi
İslam’ın ilk şartı Kelime-i Şehadet getirmektedir. Bir kişi Müslüman olurken ilk önce Kelime-i Şehadet getirmektedir. “Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhü ve rasûluh” diyerek Kelime-i Şehadet getirilmiş olur. İlk bölümde tevhid yani Allah’ın varlığı ve birliği kabul edilmektedir. İkinci bölümde Hz.Muhammed’in (s.a.v.) O’nun kulu ve elçisi olduğu kabul edilmektedir. Çeşitli ayet ve hadislerde Kelime-i Şehadet ne demektir sorusunun cevabı bulunmaktadır. Aynı zamanda önemine vurgu yapılmaktadır. Hz. Muhammed (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kim samimiyetle Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Elçisi olduğuna şehadet ederse; Allah , ona cehennemi haram kılar.” Bakara Suresi 163. Ayet’te “Sizin ilahınız bir tek ilahtır. Ondan başka ilah yoktur. O Rahmân’dır, Rahîm’dir.” Denilmiştir. Bu noktada Kelime-i Şehadet’in önemi anlaşılmaktadır. Bütün bunları kalbiyle ve diliyle tasdik eden kişi yaşamını ona göre düzenler. Allah’ın emir ve yasaklarına uymaya çalışır. Kuran-ı Kerim’de anlatılanları öğrenerek çevresine bunları aktarmaya çalışır. Allah’a inanan ve İslam’ı doğru bir şekilde anlayan nesiller yetiştirir.
Kelime-i Şehadet’in Anlamını Kavrayabilmek
Kelime-i Şehadet’in manası sadece yüzeysel olarak değil derinlemesine idrak edilmesi gereken bir konudur. Öncelikle Allah’ın varlığını ve birliğini kabul eden bir kişi, Allah’ın bize gönderdiği ve bugüne kadar değiştirilmeden günümüze gelen tek kitap olan Kuran’ı Kerim’i tam anlamıyla idrak etmek zorundadır. Kuran’da bahsi geçen konulara göre yaşamını şekillendirmelidir. Özellikle emir ve yasaklar noktasında dikkatli olmalıdır. Hz. Muhammed’in Allah’ın kulu ve elçisi olduğunu kabul eden bir kişi; Hz. Muhammed’in hadis ve sünnetlerini dikkate alarak yaşamalıdır. O’nun elçiliğini kabul ederek, bize aktarılan hadislerle ve sünnetlerle yaşayışını düzenlemelidir. Her konuda olduğu gibi bu konularda da her duyduğumuz bilgiye inanmamalıyız. Doğruluğu kanıtlanmış hadisler ve sünnetleri güvenilir kaynaklardan araştırarak öğrenmeliyiz.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Hindistan’da Yaygın Dini İnanış Nedir ?
İslam’daki Mezhep Anlayışları ve Gelenekleri
İslamiyette Dört Büyük Hak Mezhep
Komşuluk
Kandil, Önemi ve Kuranda Adı Geçen Kandiller
İslamiyette Demokrasi Kavramı
İlk Halife Kimdir
Hadislerde Geçen Kıyamet Alametleri
Nasıl oruç niyeti edilir? Oruçta niyet ne vakit edilir?