Din Kültürü, İslam Dini

İslam’daki Mezhep Anlayışları ve Gelenekleri

Dünyadaki pek çok semavi dinde olduğu gibi İslam’da çeşitli konularda farklı inanışlar ve ihtilaflar olmuştur ve bu süreçler içinde “mezhep” denilen gruplaşmalar meydana gelmiştir. Fonetik olarak gidilen veya seçilen yol anlamına gelen mezhep; İslam dinindeki inanç, ibadet ya da farklı gelişmelerle ilgili olarak ortaya çıkmış olan klanları ifade etmektedir. Mezhep ayrı bir din olarak kabul edilmemekle birlikte İslamiyet kültürünü ve dinini zenginleştiren inançlar bütünüdür.

İslam’daki Mezhep Anlayışları ve Gelenekleri

İslamiyetin temelde itikat, fıkıh ve ahlak olmak üzere farklı üç alan yer alırken fıkıh mezheplerini ise Hanefilik, Malikilik ve Şafiilik gibi alanlar oluşturmaktadır. Siyasi mezhepler ise Haricîlik ve Şiîlik gibi olmak üzere farklı kollara ayrılmıştır. Şiilikte imam sayısını on iki ile belirleyen İsnâaşeriyye Şiası itikadi bir fırka özelliği kazanırken ayrıca inanç yönü bakımından Caferilik ismiyle anılmaktadır.

Bu tarz mezhepleşmelerin dışında muhtelif toplulukların inançlarıyla kaynaştırarak kabul etmeleriyle ortaya çıkan farklı yapılar veya mezhep türleri de söz konusu olmaktadır. Literatürde ezoterik fırkalar ya da batıni mezhepler şeklinde görülen İsmaililik, Alevilik, Nusayrilik ve Dürzilik gibi yapılanmalar da mezhep anlamında değerlendirilebilmektedir. Ancak bir inanışın veya grubun mezhep vasfı taşıyabilmesi için bazı asgari şartlar oluşmalıdır. Öncelikle inanış veya mezhebin kendisini İslam kaynaklarıyla temellendirerek bütünleştirmesi gereklidir.

İslam’la ve İslam kaynaklarıyla değerlendirilemeyen bir yorum veya inanışı İslami bir mezhep şeklinde değerlendirmek mümkün olmazken kabul edilmemektedir. Örneğin; İslamiyet coğrafyasında Bahailik her ne kadar eski olsa da bugün kendisini ayrı bir din olarak açıklamaktadır. Mezhep oluşumunun bir başka belirleyicisi ise İslam’a dair farklı anlayışın sosyal bir zemin bulması yani açıkça zümreleşmesi şartıdır. Toplumsal bir taban yakalayamayan tüm farklı yorum veya çeşitli anlayışlar sadece salt düşünce olarak kalmaktadır. Literatüre ait olmayan herhangi bir yorumun mezhep vasfı alabilmesi imkansızdır güçtür. İslamiyet tarihinde günümüze kadar onlarca mezhep ortaya çıkmışken pek çoğu tarihsel süreç içerisinde kaybolmuş veya varlığını devam ettirememiştir.

Şiilik Mezhebi

Bütünüyle siyasi olaylara bağlı olarak gelişen Şiilik; Hz. Muhammed’ten sonra ümmetin yönetiminin Hz. Ali’ye ve ümmetine dayalı olduğu fikrine inanan grupları temsil eden bir mezheptir. Keysanilik, İmamiyye, Zeyidilik ve Gailiyye şeklinde farklı grupları barındırmaktadır.

On İki İmam şiarı vardır ve imamların sayısını on iki ile sınırlandırdığından dolayı da inançlarını altıncı imam olarak tanıdıkları Cafer-i Sadık’a dayandırdıkları için Caferi diye de anılan bir mezheptir. İnanışlarına göre islamiyetleri ya da inanışları beş esastan oluşarak tevhit, nübüvvet, imamet, adaler ve mead şeklinde belirlenmiştir. İnanışlarına göre imamların öncüsü Hz. Ali sonuncusu da Muhammed Mehdi’dir.

Onlara göre de Muhammed Mehdi on birinci imam olarak andıkları Hasan el-Askeri’nin oğludur ve hala hayattadır. Sonunda da ortaya çıkacak ve ümmetin başına tekrar geçecek inanışları hakimdir. Ayrıca Şiilik muta yani geçici nikahı kabul eden bir yapıya da sahiptir. Irak, İran, Azerbaycan, Bahreyn ve Ürdün gibi ülkelerde islamiyet dünya nüfusunun çoğunluğu oluşturmaktadır.

Alevilik

Alevilik mezhebi, İslamiyet inanışını benimseyen göçebe ve yarı göçebe toplulukların daha önceki inanç ve geleneklerini yansıttıkları ve zamanla Hurufi ve Şii unsurların eklendiği Muhammed-Ali anlayışını benimsemiş bir mezheptir. Alevilik ve Bektaşilik şeklinde de anılan yapı önceleri Kam geleneğine sahip olan Türkmen aşiretlerinin İslam’ı kabul etmesinden sonra ortaya çıkmıştır.

Şah İsmail’in babası olan Şeyh Haydar On İki İmamı kabul ederek müritlerine on iki dilimli kırmızı börklerden giydirmiş ve böylece bu oymaklar Kızılbaş diye adlandırılmıştır. Hz. Muhammed’in İslamiyetin şeriatını temsil ettiğine inanırlarken Hz. Ali’nin de İslamiyetin tarikatı şeklinde olduğuna inanılmaktadır.

İslam’daki Mezhep Anlayışları ve Gelenekleri arasında yer alan Aleviler İslam’ın temel ibadetlerinden olan namaz, oruç, hac ve zekat gibi ibadetlere ne çok yakındır ne de uzaktır. Namaz yerine cemi öncelikli kılarlarken ramazan orucu yerine de Muharrem ayı orucunu tercih ederler. Alevilikte dede en ileri ve en üst önderdir. Dedelerinin peygamber soyundan geldiklerine inanan bir mezhep olan Aleviler herkesi dede sıfatına yaklaştırmazlar.

İslam’daki Mezhep Anlayışları ve Gelenekleri Nusayrilik: Arap Alevililiği

Alevi adıyla anılması bu mezhebin I. Dünya Savaşı sonrasındaki geçmişine dayanmaktadır. Geçmişi, inanç ve anlayışları ile Anadolu Aleviliğinden farklı sayılan fırkaya Türkiye’de Arap Aleviliği de denilmektedir. Dilleri tamamen Arap dilidir ve eserleri de öyledir. Nusayriliğin temelinde Hz. Ali’nin konumu Hrıstiyanların Hz. İsa’sı konumu ile eşdeğerdir.

Nusayrilik öncelikle İslamiyet inancına bağlı cennet ve cehennem inancını benimsese de İslami ibadetleri büyük ölçüde benimsememektedir. Nusayrilik’te batıni namaz söz konusudur ve inanışlarına göre namazdan tek yükümlü olan erkeklerdir. Kadınların bir kaç duadan başka bir mükellefiyetleri yoktur. Ancak mezhep kültürlerinden kendilerine has bayramların özel önemi olurken neredeyse 50 kadar bayramları vardır ve ibadetler edilir. Kadınlar ve bu dinden olmayanlar bayramlara asla alınmazlar. Nusayri din adamları şeyh olarak anılırken çok farklı bir saygı görmektedirler. Suriye ve Lübnan’da da Nusayri nüfusu olurken Türkiye’de ise Hatay, Adana ve Mersin’de bulunmaktadırlar.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Mü’min Kime Denir?

Bunları da beğenebilirsiniz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir